Tüberküloz (TB), Mycobacterium tuberculosis adlı bakterinin neden olduğu, genellikle akciğerleri etkileyen, ancak vücudun diğer bölgelerine de yayılabilen bulaşıcı bir hastalıktır. Genellikle hava yoluyla yayılır ve tedavi edilmezse ölümcül olabilir. Geçmişte "verem" olarak da bilinirdi.
Tüberküloz, insanlık tarihinin en eski hastalıklarından biridir. Mısır mumyalarında ve antik Yunan dönemine ait kalıntılarda tüberküloz izlerine rastlanmıştır. 19. yüzyılda, özellikle sanayi devrimi ile birlikte şehirlerde kalabalık yaşam koşulları ve yetersiz beslenme nedeniyle tüberküloz salgınları yaşanmıştır. 1882'de Robert Koch'un tüberküloz basilini keşfetmesi, hastalığın anlaşılması ve kontrol altına alınması için önemli bir adım olmuştur. 20. yüzyılın ortalarında antibiyotiklerin geliştirilmesiyle tüberküloz tedavisi büyük ölçüde değişmiş ve hastalığın yaygınlığı azalmıştır.
Tüberküloz, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunudur. Dünya Sağlık Örgütü (WHO) verilerine göre, dünya nüfusunun yaklaşık dörtte biri tüberküloz basili ile enfekte durumdadır. Enfekte olanların sadece küçük bir kısmı aktif tüberküloz hastalığı geliştirir. Özellikle HIV enfeksiyonu, yetersiz beslenme, sigara kullanımı ve diyabet gibi risk faktörleri, aktif tüberküloz gelişme riskini artırır. Tüberküloz, özellikle gelişmekte olan ülkelerde yaygındır. Afrika, Güneydoğu Asya ve Doğu Avrupa'da tüberküloz insidansı yüksektir.
Tüberkülozun etkeni Mycobacterium tuberculosis adlı bakteridir. Bu bakteri, aside dirençli bir hücre duvarına sahiptir ve bu özelliği sayesinde özel boyama teknikleri ile mikroskop altında kolayca görülebilir. Tüberküloz basili, genellikle solunum yoluyla akciğerlere ulaşır. Akciğerlerde, bağışıklık sistemi hücreleri (özellikle makrofajlar) tarafından fagosite edilir. Ancak, tüberküloz basili makrofajlar içinde canlı kalabilir ve çoğalabilir. Bu durum, bağışıklık sisteminin bir yanıtı olarak granülom adı verilen yapılar oluşturmasına neden olur. Granülomlar, tüberküloz basilini çevreleyen ve yayılmasını engelleyen bir bariyer görevi görür. Ancak, bağışıklık sistemi zayıfladığında, granülomlar parçalanabilir ve tüberküloz basili akciğerlere ve diğer organlara yayılabilir. Bu durum, aktif tüberküloz hastalığına yol açar.
Tüberküloz, genellikle aktif tüberküloz hastalığı olan bir kişinin öksürmesi, hapşırması, konuşması veya şarkı söylemesi sırasında havaya yayılan damlacıklar yoluyla bulaşır. Bu damlacıklar, havada asılı kalabilir ve başka insanlar tarafından solunabilir. Ancak, tüberküloz basili ile enfekte olan herkes aktif tüberküloz hastalığı geliştirmez. Bağışıklık sistemi güçlü olan kişilerde, enfeksiyon kontrol altında tutulabilir ve hastalık gelişmeyebilir. Bu duruma latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBI) denir. Latent tüberküloz enfeksiyonu olan kişilerde herhangi bir belirti veya bulgu yoktur ve başkalarına bulaştırıcı değildirler.
Aktif tüberküloz hastalığı geliştirme riskini artıran faktörler şunlardır:
Tüberkülozun klinik bulguları, hastalığın hangi organı etkilediğine ve bağışıklık sisteminin durumuna göre değişir. En sık görülen tüberküloz türü, akciğer tüberkülozudur.
Akciğer Tüberkülozu Belirtileri:
Akciğer Dışı Tüberküloz Belirtileri:
Tüberküloz, akciğerler dışında lenf bezleri, kemikler, beyin, böbrekler, bağırsaklar ve diğer organları da etkileyebilir. Bu durumda, belirtiler etkilenen organa göre değişir. Örneğin:
Tüberküloz tanısı için çeşitli yöntemler kullanılır:
Tüberküloz tedavisi, genellikle 6-9 ay süren bir antibiyotik kombinasyonu ile yapılır. En sık kullanılan ilaçlar izoniazid, rifampisin, pirazinamid ve etambutoldür. Tedaviye erken başlanması, hastalığın yayılmasını önler ve iyileşme şansını artırır. Tedavi sırasında ilaçların düzenli olarak alınması çok önemlidir. İlaçların düzensiz alınması, ilaç direncine yol açabilir ve tedaviyi zorlaştırabilir.
Latent tüberküloz enfeksiyonu (LTBI) olan kişilerde, aktif tüberküloz hastalığı gelişme riskini azaltmak için koruyucu tedavi (kemoprofilaksi) uygulanabilir. Koruyucu tedavi, genellikle 6-9 ay süreyle izoniazid veya 3 ay süreyle rifampisin ile yapılır.
İlaç Dirençli Tüberküloz:
Bazı tüberküloz basilleri, antibiyotiklere karşı direnç geliştirebilir. Bu duruma ilaç dirençli tüberküloz (DR-TB) denir. İlaç dirençli tüberküloz, tedavisi daha zor ve uzun süren bir hastalıktır. Multi-ilaç dirençli tüberküloz (MDR-TB), en az iki antibiyotiğe (izoniazid ve rifampisin) dirençli olan tüberküloz türüdür. Geniş ilaç dirençli tüberküloz (XDR-TB), MDR-TB'ye ek olarak diğer antibiyotiklere de dirençli olan tüberküloz türüdür.
Tüberkülozdan korunmak için alınabilecek önlemler şunlardır:
Tüberküloz, erken teşhis ve uygun tedavi ile genellikle iyileşebilen bir hastalıktır. Ancak, tedavi edilmeyen veya ilaç dirençli tüberküloz vakalarında ölüm riski yüksektir. Tüberkülozun prognozu, hastanın yaşı, bağışıklık sistemi durumu, hastalığın yaygınlığı ve ilaç direnci gibi faktörlerden etkilenir.
Tüberkülozun komplikasyonları, hastalığın hangi organı etkilediğine göre değişir. Akciğer tüberkülozunun komplikasyonları arasında plevra efüzyonu, ampiyem, bronşektazi, akciğer fibrozisi ve solunum yetmezliği sayılabilir. Akciğer dışı tüberkülozun komplikasyonları arasında menenjit, hidrosefali, omurilik felci, böbrek yetmezliği ve infertilite sayılabilir.
Bu bilgiler genel bir rehber niteliğindedir ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Tüberküloz şüphesi olan kişilerin bir doktora başvurması ve gerekli tetkikleri yaptırması önemlidir.